Anne, Hapisten Çıkan Oğlunu Karşılıyor
Yıllar sonra hapisten çıkan Paul, eve döndüğünde kapıyı daha önce hiç tanımadığı biri açar: üvey annesi Alice. Babasının iş seyahatinde olduğunu öğrenince hayal kırıklığı yaşasa da Alice’in sıcak tavırları onu şaşırtır. “İstersen bana anne diyebilirsin,” der Alice, gözlerinde bir kıvılcım saklayarak.
Paul eski odasına gittiğinde ne bir eşya ne bir anı kalmıştır. “Baban her şeyi depoya koymuş, sonra da parasını ödememiş,” diye açıklar Alice. Paul’un cevabı nettir: “Benden utandı, ama onu suçlamıyorum…”
O gece Paul itiraf eder: “Yıllardır kadın görmedim… Ama en azından babamın güzel kadın zevki varmış.” Alice sessizce, “Hoş geldin evine,” der. “Teşekkürler, anne,” diye yanıtlar Paul.
Ertesi sabah Alice, Paul’un odasının kapısında onu yarı çıplak spor yaparken izler. İçinde bastırdığı yasak bir arzu uyanır. Hafif bir sohbet başlar; cinsellikten, arzudan bahsederler. Paul artık açıktır: “Aramızda bir çekim var.”
Odasında bulduğu eski bir günlüğü Alice’e okurken, annesinin ölümünden duyduğu acıyı anlatır. “Acını alabilsem keşke…” diyen Alice’e, “Kendimi senin gözlerinden görmek isterdim,” der Paul. Bu sözler onları durduramaz. Dudaklar birleşir, geçmiş silinir ve bastırılmış şehvet patlar.
Genç adam ve olgun üvey annenin bu yasak ve duygusal karşılaşması, taboo severler için unutulmaz bir sahne sunuyor.