Liseli Kızını Teselli Eden Anne
Ellie (Melody Marks) okuldan eve geldiğinde yüzü düşmüş, canı sıkkındır. Onu karşılayan üvey annesi Lisa (Serene Siren), genç kızın halinden bir şeylerin yolunda gitmediğini anlar. Üzerini bile değiştirmeden, sessizce koltuğa çöken Ellie, sonunda gözyaşları eşliğinde içini döker: Hatıra defterine kimse bir şey yazmamıştır. Ne bir arkadaş, ne bir not… Kendini değersiz hissetmektedir.
Lisa ona sokulup sarıldığında, aralarındaki bağın sıradan bir teselliden fazlası olduğu hissedilir. Genç kızın yumuşak teni, Lisa’nın olgun gövdesine yaslanır. Göğüs göğüse gelen bu sarılma, ıslak bir şefkat gibi içine işler.
Lisa, Ellie’nin aslında ne kadar güzel, arzulanabilir ve özel biri olduğunu göstermek ister. Sözler yetmez artık; bakışlar derinleşir, nefesler karışır. Yavaşça birbirine dokunan eller, genç bir bedenle deneyimli bir kadının ilk temasıdır.
İlk kez bir kadınla bu kadar yakınlaşan Ellie, içinde kıpırdayan o gizli lezbiyen arzunun farkına varır. Lisa’nın dudakları, göğüslerinin kıvrımı, yumuşak parmaklarıyla Ellie’nin vücudunda gezindikçe, genç kızın bastırdığı duygular su yüzüne çıkar.
İki kadın arasında başlayan bu yasak yakınlık, bir üvey anne – genç kız tenselliğinin çok ötesinde, saf bir lezbiyen tutkuya dönüşür. Sınırlar kalkar, ıslaklık artar, ve artık hiçbir şey eskisi gibi kalmaz.